5 Ocak 2012 Perşembe

yeniden başlamaca

önce baştan başlamak gerek tabi. salıyı çarşambaya bağlayan gece saçma sapatık rüyalarımdan birini gördüm yine. güöya benim artık tam hayalimdeki gibi bir çalışma odam; dolayısıyla da kocaman bir gömme kitaplığım ve taş duvarlarım varmış. ayrıyetten de artık her insan 1 kitapmış. garip ama öyleymiş yani, rüya işte. bütün insanların, yani bütün kitapların olduğu da bir kitapçı varmış bir de. ama bir görseniz; ucu da bucağı da yok. yerler göğe kadar duvarlar sonsuza kadar kitaplarla doluymuş böyle. ben de oraya gidip fellik fellik alper'in kitabını arıyormuşum. yani uyanmadan önce bulabildim mi hatırlamıyorum ama baya bir aradım ve bulduysam da hatırlamıyorum. sonra sabah okula gittim. merve'yle birlikte bu konunun içimde nasıl da bir saplantı halini aldığından filan bahsettik. psikoloji ile mantık dersleri arasında da gazetemizi alıp okulun yanındaki kafelerden birine tatlı bir şeyler yemeye gittik. bir şeyden dolayı interneti açmamız gerekmişti. ben de merve'ye mik'i gösterdim. hadi elim değmişkene bir de pisliği gösterivereyim dedim ama bir baktım görünmüyor. normalde baş harfini arama kutucuğuna yazar yazmaz arkadaşım bile olmamasına rağmen çıkıverir hemen fırt diye. hesabını dondurmasının 2 anlamı olabilir; ya ayrıldılar ya da mik'i de aldatıyor ve yakalanmamak için hesabını dondurdu. ben tabi hemen içimden kurdum o sırada da ilayda online'dı hemen ona yazıverdim "ahaa hesabını dondurmuuşş!" diye. sonra aniden bilgisayarın şarjı bitti kapandı. ardından bir baktım ilayda arıyor. neyse işte kekeleye kekeleye "sue-ella, hesabını dondurmamış ama o kızla fotoğrafını profil resmi yaptığından seni engellemiş sanırım.." dedi. sonrası da tabi ki günün sonuna kadar yatakta ağlayarak geçti. 



hayır yani neye ağlayayım onu bilemedim. 3 sene birlikteydik ve ben bir kere koydurtamadım o resimlerden birisini onun  o lanet profiline. üstelik resmen pisliğin teki ama mutlu. ben de hem suçsuz hem mutsuz. o ben daha onun hayatındayken her şeyi yok sayıp birini bulabildi; ben onun bütün yaptıklarına rağmen hâlâ hayatıma girmek için çabalayan insanları onunla kıyaslayıp beğenmemezlik yapıyorum. ayrıca beni resmen görmeyeyim diye engellemiş. çünkü biliyor ki gördüğümde üzüntümden geberirim. resmen bok gibi bir his. dahası, KIZI RESSMEN SEVİYOR!! sevmese yapmazdı çünkü hayatta. kız yollu olsa ve sırf piçlik için çıktığını bilsem canım bu kadar yanmazdı ama evet, resmen seviyor.

ve gerçekten kızın tipini görmeliydiniz. yahu ben o gerizekalının yanına gidecem diye o istanbul'a gelmeden haftalar öncesinde hazırlanmaya başlıyordum resmen. kız bir paspaall, bir dağınıııkk, bir çirkiinn, abbaaoovv.. ama çocuğu da kapmış tabi orası ayrı.

neyse işte.
benim telefon gün boyu kapalı olunca ilayda meraklanmış, telaşlanmış, söylediğine pişman olmuş filan. beni görüp içi bi rahat etsin diye kadıköy'de buluşma kararı aldık. sonra da bugün buluştuk. her zamanki gibi iskelenin oralarda bir yerlerde oturup birbirimize döktük içimizi. sonra rahatladık tabi. aslında ben dün bir daha fal baktırmayacağıma söz vermiştim ama biz tabi bir araya gelince kaçınılmaz olarak ardından falcıya gittik. kadıköy migros'un oralarda bir yer. gerçekten diğerleri fal değilmiş onu anladım. ya da asıl bu fal değildi, resmen bambaşka bir şeydi.
neydi bilmiyorum ama şu bir gerçek ki beni gerçekten çok etkiledi. hem de bayağı çok. ardından çıkıp ilayda'yla bir yerde tatlı yemeye gittik yine ve kritiğini yaptık. ona bakan o kadar etkileyici değilmiş ama benimkisi bir değişikti gerçekten. kızın bana söylediği her şeyi ilayda'ya bir bir anlattım. o da bir dahakine benimkisine gelmeye karar verdi. 

sonuç olarak da uzzuuunnca bir konuşmadan sonra yine yeni bir sayfa açmaya karar verdik ama bu sefer farklı olacak diye söz verdik. bu sefer gerçekten farklı olacak.

söz söz söz!






bugün 5 ocak! :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder