12 Ocak 2012 Perşembe



bütün üşengeçliklerime rağmen yatıp uyumak yerine okudum ve bitirdim artık nihayet. hâlâ okumayanlar varsa, okumak için neyi beklediklerine dair sorgulasınlar bence kendilerini.

ayrıca ben tüyap zamanı hazır ucuz bulmuşken diye can yayınları'ndan almıştım (aaa hem ucuz hem can yayınları psikolojisi) ama biz lise 3 ya da 4'teyken sem iletişim yayınları'nınkisini okumuştu. onda doris lessing'in önsözü de var ve bence eğer alıp okuyacaksanız benim gibi gaza gelip de gidip can yayınları'ndan almaktansa gidip iletişim yayınları'nınkini alıp doris lessing'in önsözünü de okumanızı muhakkak tavsiye ederim. zaten sem bana hatırlatır hatırlatmaz ben gidip bi kitapevinde oturup okudum tabi onu ama 'elbet bir gün buluşacağız bu böyle yarım kalmayacak' falanfilan. şey demek istedim yani; taksim'e gider gitmez sahaflar çarşısına dalııp iletişim d.l. önsözlüsünü de oradan almaya karar verdim ki o da bulunsun kitaplığımda.

vee vee vee gel gelelim benim niye okumak için bu zamana kadar beklediğime. çünkü zaten okunması gereken 648892014 tane kitap var ve ben hepsini birlikte okuyamam. ve bence bütün kitapların kendilerine ait bir tılsımları var. en ihtiyacınız olduğu zamanda kendilerini okutturuyorlar. yani bence biz onları okumuyoruz, onlar kendilerini okutuyorlar. gerçekten bak. ben yine test ettim yine onayladım mesela. tam yeri ve tam da zamanında okudum yine.


* "oysa en büyük ahkalsızlık budur!" diye bağırdı. "fuhuş, bedensel ilişkiler ahlaksızlık değildir; gerçek ahlaksızlık maddi ilişkide bulunduğun kadınla manevi bağlardan sıyrılmakta... oysa ben böyle sıyrılmalarla övünüyordum."

* "biliriz bunları. hiçbiriniz istisna değilsiniz, sizler de o zaman benim düşündüğüm gibi düşünürdünüz."

* "kısacası, gençleri, genelevlere gönderen bilimin ta kendisidir."

* "frenginin tedavisi için harcanan çabaların yüzde biri ahlaksızlığı yok etme yolunda harcansaydı siflisin kökü çoktan kururdu. oysa çabalar ahlaksızlığın, kötülüğün ortadann kaldırılmasına değil de onu teşvike, olabildiğince tehlikesiz hale getirmeye harcanıyor."

* "o halde ne yapmalı?" dedim. "size göre karı koca, ancak iki yılda bir sevişebilir; erkek de..."
pozdnişev atılarak:
"...oysa erkek bunsuz duramaz değil mi?" dedi. "bu da, o sizin bilim adamlarının savı. elimden gelse, onları erkeklerin kaçınılmaz ihtiyaç duyduğunu iddia ettikleri kadın haline sokardım. bakalım o zaman da şimdiki gibi ötebilirler miydi? bir adama votkaya, tütüne ihtiyacı olduğunu telkin ederseniz, onsuz yapamaz. desenize, tanrı kullarının ihtiyaçlarını bilmiyormuş; uzmanlarınızın fikrini almadan insanları kusurlu yaratmış!.."

* "çocuklarımızı hemen hayvan yavrularından farklı şekilde büyütmeye başlamalıyız. onların vücutlarını güzelleştirmekten daha başka amaçlarımız olması gereğini aklımızdan çıkarmamalıyız."


# duymak istemediklerimizi söyleyip yer yer biraz abartsan da bilmemiz gereken her şeyi patır patır suratımıza çarptığın için teşekkürler lev amca. birinden duymamız gerekiyordu bunları.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder